Çünkü hepimiz geç kalıyoruz hayata… Hepimiz bir şeyleri erteleyip duruyoruz… Sevdiklerimizi, arkadaşlarımızı… Yarın diyoruz, ertesi gün diyoruz… Ama belki de o yarın yok… Belki de ertesi gün hiç olmayacak… Hayat, pek çok şeyi, özellikle de beklentilerimizi, özlemlerimizi ulaşmak istediklerimizi acımasız bir şekilde ıskalayarak hızla akıp gidiyor. Hepimiz bir şeylere geç kalıyoruz. Hepimiz bir şeyleri erteleyip duruyoruz… Sevdiklerimizi, dostlarımızı… Oysa o bir yudumluk hayat, her anına kadar öylesine doya doya yaşamaya değer ki… Sevdiğiniz insanın yürek yakan bir bakışı, bir dostun uzanan sıcacık eli, bir çocuğun kahkahası, bir hasretin sona ermesi, bir yakının acısını içimizde hissetmek, sevdiklerimiz için bir şeyler yaptım diyebilmek… Volkan’la Serhan… Bütün bunları dolu dolu yaşayabilmek için çırpınırken kendilerini acımasız zamanın gerisinde ve uçurumun kenarında bulan iki dost, iki kanser hastası… Hani kader ortağı denir ya, işte onlardan… Yarının olmadığını biliyorlar ama “Yaşamak güzel şey be kardeşim!” deyip bir kez daha düşüyorlar yollara. Bir de ünlü şarkıcı, Özlem Tekin… Kaderin yanlarına kattığı can yoldaşı onlara eşlik ediyor… Bu iki güzel insanı, ilk filmimizde aşkın ve dostluğun peşinde koşarken izlemiştik yüz binlerce kişiyle… Şimdi yine bu iki arkadaş hayatı yudum yudum yaşayabilmek için, zaman zaman yürek burkan, zaman zaman göz yaşartacak kadar güldüren bir serüvenin peşindeler…